Geçen hafta bir çift Philips SHC5100/05 Kablosuz kulaklığı deneme fırsatına sahip olduk. Sizin de biliyor olabileceğiniz gibi, kablosuz kulaklıklar müzik tutkunlarının kaçındığı ürünlerdir; zira, bu kulaklıklara ses havadan gönderildiği için genelde kalitede bir düşüş yaşanır.
Bu ürünün özellikle müzik dinlemek için tasarlandığını söyleyemeyiz; aslında, bir ev sinema sisteminde kullanılmak için daha uygun. Biz de bu yüzden bir deneyelim dedik. Bu kablosuz kulaklığı kurmak oldukça kolay: Elinizde bir güç kaynağına bağlanması gereken bir verici olacak, daha sonra bu vericiyi standart kulaklık girişi olan herhangi bir cihaza – laptop, TV, oyun konsolu veya iPod olabilir – takacaksınız.
Ürünün kutusunda kulaklığı, verici ünitesini, şarj ünitesini, yeterince açıklayıcı olan bir kullanım kılavuzunu ve birkaç yeniden şarj edilebilir AAA pili bulacaksınız.
Ses kalitesi ödül alacak seviyede değil, ama hemen herkesin kullağındığı o standart kulakiçi Apple kulaklıklarındakinden çok daha iyi olduğu kesin. Bu ürün herhalde bulabileceğiniz en yüksek ses veren kulaklık değildir, ama bu aslında sadece kulaklıkların konfor bölgesinden çıkarılmasının zor olduğu anlamına geliyor – yani sesi son seviyeye getirdiğinizde bile bozulmalar yaşanmıyor.
Bass biraz zayıf; ama, kulaklıkların kablosuz olduğunu düşünecek olursak sesin genel olarak berraklığı çok iyi. Kulaklığın en iyi yanını ise kafanıza taktığınızda farkedeceksiniz: Diğer çoğu kulaküstü kulaklıklara kıyasla inanılmaz hafifler; başüstünde kalan plastik kısım ise büyük ihtimalle gördüğümüz en rahat bant.
Kullanım menziline gelince, diğer bütün kablosuz kulaklıklarda olduğu gibi, vericiden ne kadar uzaklaşırsanız kulaklıkların hışırtı verme ve sinyalin kaybolma ihtimali o kadar artıyor. Biz vericiden üç oda mesafesi kadar uzaklaştığımıza hala makul düzeyde ses kalitesi almaya devam edebildik. Yani sonuçta ürün iyi kalite, iyi ses ve rahatlık sunuyor.