SteelSeries Siberia 200 Oyuncu Kulaklığı İncelemesi

Okuyucu Derecelendirmesi0 Oy

SteelSeries yine hafif bir kulaklıkla karşımıza çıkıyor, ama bakalım bu kulaklıkta yeterli bass var mı?

Giriş

Ününü oyun yarışmalarına borçlu olan SteelSeries yine oyunculara yönelik bir kulaklık çıkarmış. Kullanıcılarına bir kez daha o kendine özgün geri çekilebilen mikrofonu, genişleyen köprü biçimi kafa bandını ve fütüristik Stormtroopervari bir tasarımı sunan bu marka bir kategoride sektörün hep gerisinde kaldı: Bass.

SteelSeries pek çok kez dünyanın en iyi FPS takımlarına sponsor oldu. Counter-Strike 1.6 ve Global Offensive takımları podyumda gururla ödül alırken formalarında bu markanın adı yazılıydı. SteelSeries’in geçmişte bass’a çok fazla önem vermemesinin sebeplerinden biri bence bu.

Diyelim ki bir FPS oyunu oynuyorsunuz. Bombalardan ve yüksek kalibreli silahlardan çıkan kuvvetli bass, ayak sesleri gibi önemli tiz sesleri bastırabilir. Ama bir kulaklığın kuvvetli bir bass’a sahip olmamasının tek avantajı bu. Film ve müzik zayıf bass’a sahip bir kulaklıkta daha cansız bir hale geliyor. Yani böyle bir kulaklık, günümüz oyuncu kulaklıklarından beklenildiği üzere çok yönlü olmuyor.

Bunun dışında SteelSeries kulaklıklarının bazı kullanıcıların kafasına küçük geldiği de söyleniyordu, ama bu sorun genelde yukarıda sözünü ettiğimiz bass meselesinin gerisinde kaldı. Bu yazıda incelediğimiz kulaklığın Siberia serisine ait olduğunu da göz önünde bulundurarak bu sorunun çözülüp çözülmediğine de bakacağız.

Ayrıntılar

Siberia 200 tıpkı bu serinin diğer ürünleri gibi standart 2.0 hoparlörlerden oluşuyor ve bu ses bağlantısını 3,5 milimetrelik bir girişin yardımıyla sağlıyor. Kulaklığın çıkarılabilir mikrofonu için ikinci bir 3,5 milimetrellik yardımcı giriş de var. Bu giriş, frekansı 50 – 16.000 Hz, direnci < 2,2kOhm ve duyarlılığı -38 desibel olan tek yönlü bir sinyal gönderiyor. Bu değerler daha önceden incelediğimiz SteelSeries Siberia V3 PRISM’in değerleri ile neredeyse aynı ve Siberia 200’ü genel oyuncu kulaklığı standartlarının içinde tutuyor.

Kulaklığın sürücüsü 10 – 28.000 Hz arasında bir frekans, 32 Ohm kadar bir direnç ve 1 KHz’de 112 desibellik bir SPL sunuyor. Bu değerler de kulaklığı yine oyuncu kulaklığı standartlarının içinde tutuyor. Bağlantı kablosu örgülü değil, ama ses seviyesini ayarlamak ve mikrofonu açıp kapamak üzere tasarlanmış bir kontrol ünitesini içeriyor.

Siberia 200 serinin diğer ürünleri gibi genişleyen köprü tarzında bir baş üstü kısma (bu tarz aynı zamanda Siberia süspansiyon sistemi olarak biliniyor) ve deriden imal edilen rahat kulaklıklara sahip. Bir kulaklıktan diğerine giden ses bağlantısı bugün pek çok üreticinin de yaygın olarak yaptığı üzere dışsal olarak değil, kulaklığın içinden sağlanıyor.

Fiyat & Bulunabilirlik

Siberia 200, Amazon’dan bedava kargo ile 79,99 dolara satın alınabiliyor. Bu fiyat kulaklığı Tt eSPORTS Cronos AD ve HyperX Cloud gibi rakipleri ile aynı seviyede tutarken SteelSeries v3 PRISM’den 10 dolar daha ucuz. Bu fiyat, çok sayıda uluslararası markalara bakıldığında 49 ve 149 dolar arasında değişen oyuncu kulaklığı fiyat ortalamasına yakın.

Kutunun içinde ne var?

Siberia 200, diğer pek çok SteelSeries kulaklığı gibi, ilk başta aksesuar alanında tökezliyor. Evet, Siberia 200, cep telefonu, tablet ve laptop bilgisayarlarla birlikte kullanım için tasarlanan üçlü bir 3,5 milimetrelik girişe bağlı kullanışlı bir çift 3,5 milimetrelik AUX ikili splitter’ı ile birlikte geliyor. Ama (ses ve mikrofon için) sadece bir giriş varken bu kulaklığın çok bir aksesuarı olduğunu söylemek mümkün değil.

Kutunun içinde bir taşıma çantası yok, ama çıkartmalar var. Oyun turnavalarına ve bu turnuvalarda mücadele eden takımlara sponsor olmaya gayret gösteren SteelSeries’in hedef müşteri kitleleri için bir taşıma çantası pekala düşünebilirdi. Taşıması kolay bir çanta yeni kulaklığınızı seyahat sırasında çiziklere ve darbelere karşı korumakla kalmaz, aynı zamanda üretici firmanın müşterilerini gerçekten önemsediğinin bir kanıtı olabilirdi. Ben SteelSeries’in müşterilerini önemsemediğini iddia ediyor değilim, ama böyle ürünler satın aldığınızda kutunun içinde ne kadar ucuza üretilmiş olursa olsun ekstra birtakım şeyler olduğunu görmek her zaman iyidir.

Daha derine inelim

SteelSeries her zaman olduğu gibi bu kulaklıkta da neredeyse tamamen plastikten imal edilmiş bir ürünü şık göstermeyi başarmış. Diğer çoğu plastik kulaklık adi ve ucuz bir his verirken bu SteelSeries kulaklığı bütün hafifliğine rağmen oyun sırasında yaşanacak sinir harplerine dayanabilecek kadar güçlü.

Ama bu kulaklık da boyut konusunda tökezliyor. Benim kafam biraz büyük sayılır ve bu kulaklık benim kafama ancak uydu. Sizin kafanız daha büyükse ya da biraz kiloluysanız bu kulaklık size göre olmayabilir. Evet, bu ürünün iyi yanı hafif ve minimalistik bir tasarıma sahip olması, ama bu tasarımın handikapı da işte bu.

Başka bir konuya geçelim: Kulaklık kısımlarının ince olması çok iyi ve bu incelik kulaklık kısımlarının boyutundan kaynaklanıyor. SteelSeries bu hususta hedefi hep on ikiden vuruyor; ürünlerinin kulaklık kısmı ince, ama geniş. Bu ince ve geniş tasarım küçük dolgu ve deri yüzey alanından tasarruf ederken aynı zamanda kulaklığın büyük kulaklara uymasını sağlıyor.

Üründeki geri çekilebilir mikrofon önceki modellerdekiyle neredeyse aynı. Mikrofon iyi bir şekilde geri çekilebiliyor, neredeyse kulaklığın içinde kayboluyor ve bütün oyunlarda iyi ses veriyor. Her YouTube’da veya başka bir stream kanalında kariyer yapmayı hedefliyorsanız bu mikrofon sizin için yeterli olmayabilir, ama Skype, Mumble ve TeamSpeak’te kullanım için kesinlikle yeterli. Mumble’daki arkadaşlarım bu mikrofonun benim Razer Seiren marka masaüstü mikrofonuma kıyasla biraz uyduruk olduğunu söylediler, ama oyun sırasında beni anlayabiliyorlardı. Bir kulaklık mikrofonundan çok şey beklememek gerekir.

Bağlantı kablosunun üzerindeki kontrol ünitesi oldukça sağlam. Sesi açıp kıstığınızda cızırtı olmuyor. SteelSeries sesi kapatma tuşunu düz yaparak iyi düşünmüş, böylece ikide bir üzerinizdeki giysiye takılıp kulaklığın sesini kesip durmuyor. Bana inanın, bu dediğim diğer ürünlerde sık yaşanan bir şey.

Fallout 4 ve Dota 2’de bir analiz

Bu kulaklığı geçen sene çıkan tek oyunculu bir oyun olan Fallout 4’te ve çok oyunculu bir oyun olan Dota’de altı kere denedim. Bu iki oyun, oyuncuya çok farklı deneyimler sunuyor. Benim Dota 2’deki arkadaşlarım oyunu çok ciddiye alıyorlar, ben de onlara uyuyorum. Fallout oynarkense müziği açıyorum ve rahat rahat etrafta dolaşıyorum.

Şanlıyım; bu kulaklığı alır almaz Fallout’ta elime bir roketatar geçti ve Minutemen’le birlikte bir göreve çıktım. Kendi kendime dedim, “Bu roketatarın yarattığı ses, kulaklığın bass gücünü iyi bir şekilde test etmemi sağar. Bakalım SteelSeries bu konuda bir aşama kaydetmiş mi?” Düşmanlarımın bedenleri etrafa savrulurken, uzuvları gövdelerinden ayrılırken yüzümde bir gülümseme vardı. Evet, elimdeki roketatar kullanması eğlenceli bir silahtı, ama gülümsemenin asıl nedeni SteelSeries’in bass alanında sağlam bir aşama kaydetmiş olmasıydı.

Dota 2’ye geçip müziğin sesini biraz kıstığımda kulaklık harika bir balans gösterdi. Ürüne eklenen ekstra bass diğer sesleri boğmuyordu, tersine yaşadığım ses deneyimine katkı yapıyordu. Bir yandan oyun içi sesleri dinlerken diğer yandan takım arkadaşlarımla Mumble’dan iletişim kurabiliyordum.

Tabii ki bu kulaklığın bass’ı en üst seviye kulaklıklarınki kadar iyi değil. Ama şunu anlamalısınız, bu kulaklığın fiyatı yalnızca 80 dolar. Ben bu fiyata bu bass’ı yeterli buluyorum.

Müziği durdurmayın

Günümzde oyuncu kulaklıkların hemen her alanda makul bir performans vermesi bekleniyor. Yani bugün en iyi oyuncu kulaklığı farkını CS:GO’da belli ederken Spotify’da da makul bir performans veren kulaklıktır.

Siberia 200, daha ziyade yumuşak şarkılar ışıldayan bir ürün. Bu kulaklıkta Pink Floyd’un ‘Shine On You Crazy Diamond’ şarkısını dinleyenler çok iyi bir deneyim yaşadıklarını söylüyorlar. SteelSeries’in ayrıntılara gösterdiği dikkat, ses spektrumunun ileri seviyelerinde ortaya çıkıyor.

Travis Porter ve Tyga’dan daha ağır bir şarkı olan ‘Ay Ladies’ elimizdeki kulaklığın güçlü bir bass’ı olmayan bir başka Siberia modeli olduğunu gösteriyor. Evet, sesi %70’e çıkardığınızda kesik gürlemeler duyabiliyorsunuz, ama şarkı boyunca kaçırdığınız bütün bass’ları kendiniz saymanız mümkün.

Bu kulaklığın bass’ı önceki SteelSeries kulaklıklarına göre daha iyi, ama hala yeterince iyi değil.

İyi Yönler

Hafif ve güçlü: Büyük ölçüde plastikten üretilen bu kulaklık oldukça hafif, ama düşünce hemen kırılacak kadar dayanıksız değil.
Temizlemesi kolay: Plastik dış yüzey ve deri kulaklık kısımları ürünün temizliğinin oldukça kolay olacağı anlamına geliyor.
Ses spektrumunun ileri seviyelerinde ayrıntılara gösterilen idkkat: Siberia 200, SteelSeries geleneğini devam ettiriyor ve ses spektrumunun ileri seviyelerinde ayrıntılara müthiş dikkat gösteriyor. Yani hem FPS oyunlarındaki ayak sesleri hem de kısık kesli harmonik şarkılar bu kulaklıkta çok güzel bir şekilde dinlenebiliyor.

Kötü Yönler

Koca kafalılar dikkat: Eğer kafanız biraz büyükse bu ürün uzak durmanız gereken bir başka SteelSeries kulaklığı.
Bass eksikliği: Evet, Siberia 200, önceki ürünlere kıyasla çok daha iyi bir bass’a sahip, ama bu yine de yeterli değil. Hardcore müzik sevdalıları uzak durmalı.

Son Sözler

SteelSeries bir kez daha işinde ne kadar iyi olduğunu gösteriyor, ama yine bass alanında geride kalıyor. Bu kulaklık bütün FPS oyunlarında ve yüksek frekanslı ses seviyelerinde harika bir performans veriyor, ama yine bass alanında geride kalıyor.

Sibera 200’daki bass önceki modellerle kıyaslandığında biraz geliştirilmiş olsa da, ben bu ürünü bütün oyunculara ve bütün müziksevelere tavsiye ederken biraz duraksıyorum.

Sonuç olarak elimizde çok güzel görünen, hafif ve rahat kullanılan bir SteelSeries ürünü var. Kafaları büyük olanlar ve ağır bass sevenler diğer seçeneklere göz atmalı. Ama eğer FPS’ciyseniz daha iyisini bulmanız pek mümkün değil.